Pazartesi, Mayıs 14, 2012
Yeniden merhaba. Yaklaşık olarak 2 yıldır hiç bir şey yazmamışım. Bir şeyler olmadığından değil, tabiki benim tembelliğimden kaynaklı olsa gerek.
Bu cumartesi günü Duru'nun okuma bayramı vardı. İnanılmaz hazırlanmışlardı. Öğretmenleri gerçekten çok emek harcamış, kuzularda bunların karşılığını verdiler ama. Tam 3 saat boyunca İngilizce, Türkçe tiyatro gösterileri, şiirler, şarkılarla tüm yıl boyunca ne kadar çok şey öğrendiklerini bizlere gösterdiler.
Duru'cum ilk olarak iletişimle ilgili dörtlüğünü söyledi.
İngilizce tiyatroda Minik kuzu Kırmız Başlıklı Kız oldu.
Daha sonra matematik oldu.
Türkçe tiyatroda Duru papatya oldu.
Dansları çok güzeldi. Japon kızları gibi kimono giyip dans ettiler.
En son olarak şarkılarını söyleyip 3 saatlik gösterilerini bitirdiler :))
Cuma, Mayıs 28, 2010
Cuma, Aralık 25, 2009
DURU'NUN ELMASI
Şimdi okullarda eğitim acayip değişmiş durumda. Teknolojiden her fırsatta yararlanıp çocukların özgüvenlerinin gelişmesi için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Duru'nun en son okul toplantısında her çocuğun velileri ile bir konu seçip powerpointte bir sunu hazırlayıp sunacaklarını söylemişlerdi. Bana garip gelmekle beraber ve yok canım minicik çocuk onlar nasıl sunacaklar ki dememe rağmen mecburen yaptık. Duru'ya bir türlü onlarca konu arasından bir konu beğendiremeyince ben seçtim. "Elma nasıl bir meyvedir, yararları nedir, elma ile neler yaparız? " konumuzdu. Daha önce hiç kimse bu sunuyu yapmadığı için tecrübesizdik ama bence güzel oldu.
Öncesinde Duru ile biraz prova yapmıştık ama daha kuzucum 4,5 yaşında olduğundan bir türlü anlatmak istemedi. Eğildi, büküldü, yarı anlattı ,yarı sorular sorarak çocuklardan ve Duru'dan yanıt almaya çalıştık (ben ve öğretmeni). Slayltlardan biri Apple'ın logosuydu. Çocuklar ne olduğunu bilemedi, farklı farklı yanıtlar verdi. Duru bilgiç bilgiç "siz bilmiyorsunuz o bilgisayar markası "diyerek açıkladı. Sonunda sunuyu bitirmeyi başardık. Öğretmeni ve arkadaşları beğendiler.Ben Duru'nun yanında durduğumdan kamerayı Zübeyde hanıma verdim. Sağolsun daha önce hiç yapmadığı halde güzelce kaydetmiş.
Sunu bittikten sonra konuyla alakalı diye tüm sınıfa elmalı kurabiye ve elma suyu ikram ettik . Durucum sanki doğumgününü kutluyormuşuz gibi mutluydu. Yukarıdaki resimde hepsi uslu uslu oturmuş kurabiye ve meyve sularını bekliyorlar.İlk başta garip gelmesine ve yapamaz dememe rağmen, daha 4,5 yaşındayken Durucum ilk sunusunu sahneye çıkıp yapmayı başardı. Aslında kişisel gelişimleri için ne kadar güzel bir yöntem uyguluyorlar. Onlar bizim gözümüzde hep minik bebişlerimiz olduklarından yapamaz diyoruz ama biz anne ve babalar çocuklarımıza sanırım daha fazla güvenmeliyiz
Cuma, Haziran 13, 2008
VEEE 5. SINIF BİTTİ !!!!!!!!!!!
Cansu'm 5. sınıfı bitirdi. Az önce karnesini aldık. Sultan Hanım 36 yıldan sonra artık emekli oluyor. Öğretmenlerinin son öğrencileriydiler. Bu sebeple oldukça duygusal bir karne töreni oldu. Kara böceğimin karnesi çok iyi. Not ortalaması 97,1 miş.
Gelişim kolejinden de ayrılıyor. Dün yeterlilik sınavını geçtiğini de öğrendik. Cansu'm artık ODTÜ'lü olacak.
DURU KIZAMIK OLDU
Pazar gününden beri Duru'cuk hasta. Ateşi bir türlü düşmüyordu. 2 gün boyunca 38'in altına düşmedi. Ateşi azalma eğilimine girdiğinde de döküntüleri başladı. Aslında tam anlamıyla kızamık da diyemiyoruz hastalığına. Atipik bir viral enfeksiyon geçiriyor. MMR aşısı da var, herhalde ondan olsa gerek belirtiler tam olarak bir hastalığı işaret etmiyor.
Hastalığı boyunca hep karın ağrısından ve gözlerinin batmasından şikayet etti. Hele dün hiç kafası kalkmıyordu ve gözlerini de ışık rahatsız ediyor diye açmıyordu. Dün gece en sonunda ateşi düştü ve rahat bir uyku uyudu kuzucum.Neyse bitti artık, iyileşiyor miniciğim.
Makinanın flaşı rahatsız ettiği için gözlerini açmıyor burada.
Çarşamba, Mayıs 28, 2008
BU KIZ ÇOK KOKOŞ OLACAK
Dün öğlen eve gittiğimde Duru benden rujumu istedi. Bende verdim. Ama verdiğimi unutup, mutfağa yemek yemeye gittim. Yaklaşık 2 dakika sonra Duru yüzünde yaklaşık 2 mm kalınlığında bir ruj tabakasıyla geldi. Ben ''Ne yaptın Duru suratına'' derken, bana gülümseyip ''Çok güzel olmuşum di mi anne'' deyiverdi. O denli sevimli ve komikti ki kızamadım bile ona. Üstelik dudakları rujluyken ağzını da kapatamıyor, resimde de ağzı açık duruyor zaten.
Bu da benim rujum. Duru'dan önce yeni alınmış tam bir rujdu.
CANSUM 5. SINIFI BİTİRİYOR !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Cansu'm ilk karnesi aldığı gün çekilmişti bu resim. Zaman ne kadar hızlı akıyor. Çok iyi hatırlıyorum Cansu'nun 1. sınıfa başladığı günü. Acaba ben gidiyorum diye ağlayacak mı? Acaba arkadaşlarına uyum sağlayabilecek mi ? Acaba ile başlayan milyon soruyla boğuşurken sanki bir anda, minicik prensesim, benim kara böcüğüm 5. sınıfı bitiriyor.
Ayın 26. da okullarında 1'den 5'e adlı mezuniyet toplantıları vardı. Bizim minik kuzuların 1.sınıftan 5. sınfa kadar ki gelişimleri, değişimleri anlatıldı. Ben tabiki bol bol ağladım. İlk defterlerini istemişti öğretmenleri. İlk ne olmak istedikleri, sınıf sınıf resimleri, ilk yazıları, ilk düşünceleri hepsi vardı.
Öğretmenleri hepsinin bembeyaz giyinmesini istemişti. Biz düz beyaz ama süslü bir elbise bulmakta biraz zorlansakta en sonunda bulduk. P.tesi günü tüm sınıf izinliydi. Cansu'm da bundan istifade edip öğlen saçlarını yaptırmaya gitti. Elbisesini de giydikten sonra beyazlar içinde bir periyi andırıyordu. Çok güzel olmuştu benim minik prensesim.
İlk fotoğrafına bakınca aradaki değişim ne kadar net değil mi? Benim minicik kızım artık bir genç kız oldu ama ben hala farkında değilim.
Perşembe, Mayıs 08, 2008
KAPADOKYA
Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba.
Hep kapadokya'yı merak eder ve gitmek isterdim. Bir türlü kısmet olmadı. En sonunda 23 Nisan tatilini ve sonrasındaki 2 günüde izin alarak gitmeye fırsatımız oldu. Aslında Duru bize hala küçük geldiği için endişelerimiz vardı ama, yine de gözümüzü kararttık ve tatile çıktık. Oldukça uzun yıllardır beraber ailecek bir tatilde yapamamıştık. Hepimiz için çok iyi oldu.
Arabayla da tahmin ettiğimizden daha kısa sürede vardık. Çocuklarda sorun yaratmadılar. Yol boyunca her ikisi de sevimlilik yaptı durdu.
Duru arabada klimaya rağmen terleyip bayan kırmızı yanak oldu.
Gerçekten anlatılması imkansız mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri bence. Çok güzel, kaya otellerden birinde yer ayırtmıştım. Hep söylenir yada yazılır, kaya oteller yazın soğuk, kışın sıcak olurlar diye insan gerçekten yaşayınca anlıyor. Dışarısı sıcacık biz odaya bir giriyoruz, oda buz. Hatta zaman zaman donduk bile diyebilirim. Gün içerisinde o kadar çok yer dolaşıp, o kadar çok yürüdük ki, çocuklar gece resmen bayılıp, sabahları bir türlü uyanmak bilmediler.
Her yer birbirine çok yakın yerleşmişti. Biz Göreme'de kaldık. Avanosta Volkan'ın deyimiyle çömlekçileri zengin ettik. Ben zaten vazo ve tabak cinsi şeylere bayılırım, bir de öyle topluca ve en güzel örneklerini birarada görünce kendimi kaybettiğimi söyleyebilirim.
Bir çömlek atölyesinde Cansu'm harika bir şekilde kendisine kalemlik yaptı.
Göreme'de ve Zelve'deki açık hava müzelerine bayıldık.
Cansu büyünce güzel fotoğrafta çekmeye başladı. İşte biz.
Herşey çok güzel de bir de tırmanmak zorunda olmasaydık. Duru'nun hakkını vermek lazım, şikayet etmeden hep yürüyüp, tırmanılması gerektiğinde de tırmanarak şaşırttı bizi.
Duru ilk kez gerçekten evden uzak bir yerlere gittiğimizin farkındaydı ve her ikisi de otelden eve dönmek istemedi. Dolaştığımız kadar yöresel yemeklerinde tadına baktık. Ben et sevmememe rağmen Zelve restaurantta yediğimiz testi kebabı muhteşemdi. Ancak Duru'cuk sadece ev yemekleri yediği için gelen garsona '' Burada pırasa var mı? diye sorarak bizi çok güldürdü. Aşağıda kebabımızın geldiğindeki görüntüsü mevcut.
Cuma, Ekim 26, 2007
CANSU'MUN 29 EKİM KUTLAMASI
Canomun okulu artık bayramları erken kutluyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın kutlaması da, o sebeple bu gün yapıldı. Hazırlanan çalışmalar çok güzeldi ama, benim kuzum da orada olduğundan olsa gerek, bence en güzel sunu Cansu'nun sınıfının hazırlamış olduğu orotoryo idi. Atatürk orotoryosunu hazırlamışlar. Dinleyince insanın tüyleri diken diken oluyor. Gerçekten çok iyi hazırlanmışlardı. Tüm metini ezberlemişlerdi, oldukça çoşkulu bir şekilde, çokta güzel sundular. En sonunda çıkardıkları bayrakta, artık kendimi tutamadım ve ağladım.Zaten Cansum söylemişti kesin ağlarsın diye. Çok güzeldiler çok.
GİT ODANDA AĞLA
Duru Cansu'ya göre biraz daha mızmız. Hemen herşeye ağlıyor. Bende son derece gaddar bir anne olarak ''Lütfen benim yanımda ağlama, git odanda ağla'' diyorum.Bunu duyunca gerçekten odasına gidip orada ağlıyor. Ağlaması bitince de, ki bir kaç saniye sürüyor, gözyaşlarını silerek odadan çıkıyor. İnsanın içi acıyor ama, bunun sayesinde artık daha az ağlar oldu. Bu söze Duru iyice alışmış durumda. Artık dışarıda dolaşırken bir coçuğu ağlarken görürse bile hemen ''Git odanda ağla'' diyor. Geçen gün dolaşırken bir şey oldu aramızdaki konuşma geçti:
Duru: Dit odanda ağla
Anne: Gidip odamda mı ağlıyım yani Duru'cum.
Duru: Hayııı sen odana dit ama ağlama
Anne: Odama gidiyim orada ağlayım yani
Duru: Hayııı odanda ağlama.
Anne: Odama gidip ağlıyım
Duru: Sana odanda ağlama dedik anne.
Valla şok oldum ben. Ağlama dedik sana dedi resmen. Ben onunla eğlenmek isterken, bana sana söylüyorum işte niye anlamıyorsun der gibiydi.
Konuşması da öyle komik ki. Kelimeleri hecelerine ayırıpta ağır ağır konuşuyor.
DURUNUN SAKALI
Geçen gün Volkan'la ben bilgisayarda bir şeyler bakarken, Duru'dan hiç ses gelmediğini farkettik. Evin içinde onu ararken ablasının odasında buldum. Kendi kendine suratını boyayıp sakal yapmakla meşgulmuş meğer.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)