Duru Artık Konuşuyor

Aslında epeydir ıhh ıhh diyerek yada kendince anlamlı ama bizim bir türlü anlayamadığımız bir dilde derdini ifade etmeye çalışıyordu. Artık yavaş yavaş bizim kullandığımız kelimeleri kullanmaya başladı . Hatta ne dersek tekrarlayabiliyor. Annenin ismi ne diye sorulunca çok komik bir şekilde burnundan ''Finem'' gibi bir kelime çıkarıyor. En son olarak da otur demeyi öğrenmiş. Ama öyle şeker söylüyor ki anlatamam. Aslında tonlaması tıpkı ablasının tonlaması. Her geçen gün yeni bir kelime daha öğreniyor ve akşam eve geldiğimizde bize süpriz yapıyor.

KOSTÜM PARTİSİ

Her Mayıs ayında olduğu gibi bu Mayıs'ta da Cansu'nun okulunun kostüm partisi vardı. Bu kez Duru'da geldi partiye. Prenses kıyafeti ile hemde. İlk kez bu kadar değişik kıyafetli insanı bir arada gördüğü için başta biraz korktu, ama sonra partiye karışıp eğlendi. Cansu'm anneannesinin İspanya'dan getirdiği ispanyol dansçısı kıyafetini giydi. Şalı ve kastanyetleri ile çok güzeldi bence. Duru için de bir prenses tacı aradım ama bulamadım. Aslında Cansu'nun bir sürü prenses tacı vardı ama, sanırım hepsini atmışım. Öğrencilerin ve velilerinin kostümler konusundaki yaratıcılıklarına hayran kaldım doğrusu. Deniz kızından tutunda, eskinin pofuduk asilzade kıyafetlerine kadar hepsinden vardı. Herkes çok hoş olmuştu.

23 Nisan

Cansu'nun okulu bu 23 Nisan'da kutlamaları erkenden yapıp bizi çok mutlu etti. Bunun için işten izin almak zorunda kaldım ama olsun. Törende Cansu'nun pek çok etkinliği varmış ki, bir çoğundan benim haberim bile yoktu. Cansu'm babası gelemeyecek diye çok korkuyordu ama Volkan bir fırsat yaratıp gelmeyi başardı. Cansu'm gerçekten çok mutlu oldu. Beni bilenler bilir tören boyunca ağladım durdum. Hiç dayanamıyorum. Cansu küçükken kreş öğretmeni törenlerden önce Cansu'yu görmemi yasaklardı. Hemen ağlıyorum, Cansu'yu da ağlatıyorum diye. Elimde değil, Cansu'mu sahnede birşeyler yaparken gördüğümde, hatta düşündüğümde bile ağlıyorum. Neyse Cansu'lar sınıf olarak epey uzun bir süredir dans gösterisi hazırlıyorlardı. Canım kızım kuğu gibi dans etti. Kıyafeti de çok yakışmıştı kara böcüğüme. Cansu'm ayrıca koroda şarkı da söylüyordu. Müzik öğretmenleri törenden 3 gün önce beyaz rafya kağıdı alınacak, onlardan ponpon yapılacak dediğinde çok kızmıştım bu da nerden çıktı diye. Meğer şarkıların arasında müziğe eşlik ederek o ponponları sallayacaklarmış. O kadar güzel oldular ki anlatamam. Sadece kameraya çekmişiz resimleri yok malesef. Şarkı devam ederken bir anda çocukların kafaları kayboluyor her yer bembeyaz rafya oluyordu. Harikaydılar.

Durucuk

Duru için ablasına ait herşey çok değerli. Kendine ait olanları değilde hep ablasının ya da benim kıyafetlerimizi, özellikle terliklerimizi giyiyor. Kocaman tişortler ve terliklerle evde dolandıkça çok komik görünüyor. En fazla teyzesinin Cansu'm için gönderdiği terlikleri giyiyor. Eminim Duru Cansu'dan daha çok giymiştir o terlikleri. Ayağına büyük geldiği halde tıpıdıp tıpıdıp dolaşıyor evde. Bir de hızlı hareket ediyor ki, resim çekmek için yakalayabilene aşkolsun yani. Uzun uğraşlar sonunda Cansu'mun yardımıyla resmini çekmeyi başardım. Üstelik ısrarla ters giyiyor terlikleri.

Cansu'yu Uyandırmak

Cansu sabahları bir türlü kalkmak istemez.En az 10 kez gidip gelip, hadi Cansum demek gerekir. Ama son zamanlarda yeni bir yol buldum. Duru Cansu'dan önce kalkıyor, bende onu alıp doğrudan ablasının yatağına atıyorum. Duru her 3 saniyede bir abla deyip, dürtüklediği için Canom bir türlü uyuyamıyor. Her ikisi de bu işten hiç şikayetçi değiller. Acayip eğleniyorlar. Uyandıktan sonra uzun bir süre yatakta ikisi oyun oynayıp, boğuşuyorlar. Yukarıdaki resim de böyle bir sabahta çekildi. Güzeller değilmi ?