Lilypie 3rd Birthday Ticker Lilypie 6th to 18th Ticker

Çarşamba, Mayıs 28, 2008

BU KIZ ÇOK KOKOŞ OLACAK



Dün öğlen eve gittiğimde Duru benden rujumu istedi. Bende verdim. Ama verdiğimi unutup, mutfağa yemek yemeye gittim. Yaklaşık 2 dakika sonra Duru yüzünde yaklaşık 2 mm kalınlığında bir ruj tabakasıyla geldi. Ben ''Ne yaptın Duru suratına'' derken, bana gülümseyip ''Çok güzel olmuşum di mi anne'' deyiverdi. O denli sevimli ve komikti ki kızamadım bile ona. Üstelik dudakları rujluyken ağzını da kapatamıyor, resimde de ağzı açık duruyor zaten.



Bu da benim rujum. Duru'dan önce yeni alınmış tam bir rujdu.



DURU ÇAMAŞIR YIKIYOR

Fazla söze gerek yok bazı şeyler genetik işte !!!

CANSUM 5. SINIFI BİTİRİYOR !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!



Cansu'm ilk karnesi aldığı gün çekilmişti bu resim. Zaman ne kadar hızlı akıyor. Çok iyi hatırlıyorum Cansu'nun 1. sınıfa başladığı günü. Acaba ben gidiyorum diye ağlayacak mı? Acaba arkadaşlarına uyum sağlayabilecek mi ? Acaba ile başlayan milyon soruyla boğuşurken sanki bir anda, minicik prensesim, benim kara böcüğüm 5. sınıfı bitiriyor.




Ayın 26. da okullarında 1'den 5'e adlı mezuniyet toplantıları vardı. Bizim minik kuzuların 1.sınıftan 5. sınfa kadar ki gelişimleri, değişimleri anlatıldı. Ben tabiki bol bol ağladım. İlk defterlerini istemişti öğretmenleri. İlk ne olmak istedikleri, sınıf sınıf resimleri, ilk yazıları, ilk düşünceleri hepsi vardı.



Öğretmenleri hepsinin bembeyaz giyinmesini istemişti. Biz düz beyaz ama süslü bir elbise bulmakta biraz zorlansakta en sonunda bulduk. P.tesi günü tüm sınıf izinliydi. Cansu'm da bundan istifade edip öğlen saçlarını yaptırmaya gitti. Elbisesini de giydikten sonra beyazlar içinde bir periyi andırıyordu. Çok güzel olmuştu benim minik prensesim.



İlk fotoğrafına bakınca aradaki değişim ne kadar net değil mi? Benim minicik kızım artık bir genç kız oldu ama ben hala farkında değilim.


Burada Cansu'm öğretmeni Sultan Hanımla beraber. Bizimkilerin sınıfı Sultan hanımın son sınıfıydı. Ögretmenimiz artık emekli oluyor. Buradan Sultan Hanıma Cansu'mu iyi bir öğrenci olarak yetiştirdiği ve 5 yıl boyunca okulda tüm sınıfın annesi olduğu için teşekkür etmek istiyorum. Her şey için teşekkürler.

Perşembe, Mayıs 08, 2008

KAPADOKYA

Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba.


Hep kapadokya'yı merak eder ve gitmek isterdim. Bir türlü kısmet olmadı. En sonunda 23 Nisan tatilini ve sonrasındaki 2 günüde izin alarak gitmeye fırsatımız oldu. Aslında Duru bize hala küçük geldiği için endişelerimiz vardı ama, yine de gözümüzü kararttık ve tatile çıktık. Oldukça uzun yıllardır beraber ailecek bir tatilde yapamamıştık. Hepimiz için çok iyi oldu.
Arabayla da tahmin ettiğimizden daha kısa sürede vardık. Çocuklarda sorun yaratmadılar. Yol boyunca her ikisi de sevimlilik yaptı durdu.


Duru arabada klimaya rağmen terleyip bayan kırmızı yanak oldu.


Gerçekten anlatılması imkansız mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri bence. Çok güzel, kaya otellerden birinde yer ayırtmıştım. Hep söylenir yada yazılır, kaya oteller yazın soğuk, kışın sıcak olurlar diye insan gerçekten yaşayınca anlıyor. Dışarısı sıcacık biz odaya bir giriyoruz, oda buz. Hatta zaman zaman donduk bile diyebilirim. Gün içerisinde o kadar çok yer dolaşıp, o kadar çok yürüdük ki, çocuklar gece resmen bayılıp, sabahları bir türlü uyanmak bilmediler.

Her yer birbirine çok yakın yerleşmişti. Biz Göreme'de kaldık. Avanosta Volkan'ın deyimiyle çömlekçileri zengin ettik. Ben zaten vazo ve tabak cinsi şeylere bayılırım, bir de öyle topluca ve en güzel örneklerini birarada görünce kendimi kaybettiğimi söyleyebilirim.

Bir çömlek atölyesinde Cansu'm harika bir şekilde kendisine kalemlik yaptı.


Göreme'de ve Zelve'deki açık hava müzelerine bayıldık.



Cansu büyünce güzel fotoğrafta çekmeye başladı. İşte biz.
Herşey çok güzel de bir de tırmanmak zorunda olmasaydık. Duru'nun hakkını vermek lazım, şikayet etmeden hep yürüyüp, tırmanılması gerektiğinde de tırmanarak şaşırttı bizi.
Duru ilk kez gerçekten evden uzak bir yerlere gittiğimizin farkındaydı ve her ikisi de otelden eve dönmek istemedi. Dolaştığımız kadar yöresel yemeklerinde tadına baktık. Ben et sevmememe rağmen Zelve restaurantta yediğimiz testi kebabı muhteşemdi. Ancak Duru'cuk sadece ev yemekleri yediği için gelen garsona '' Burada pırasa var mı? diye sorarak bizi çok güldürdü. Aşağıda kebabımızın geldiğindeki görüntüsü mevcut.